Karadeniz’in kabusu sellerin artmasında ‘iklim krizi’ etkisi

Trabzon (DHA) - Demirören Haber Ajansı | 23.09.2025 - 10:40, Güncelleme: 23.09.2025 - 11:36
 

Karadeniz’in kabusu sellerin artmasında ‘iklim krizi’ etkisi

Karadeniz’in kabusu sellerin artmasında ‘iklim krizi’ etkisi
Selçuk BAŞAR-Efnan DEMİREREN/TRABZON, (DHA)- DOĞU Karadeniz'de iklim değişikliği, yağış rejimini olumsuz etkilerken, sel ve heyelanlar başta olmak üzere doğal afetler de artıyor. Rize ve Artvin’de son günlerde yer yer metrekareye 450 kilograma varan yağışın düştüğü sağanak nedeniyle yaşanan sel ve heyelanları değerlendiren Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, “Bölgemiz iklim değişikliğine henüz hazır değil. Bölge, en fazla ısınan yerlerden birisidir. Deniz fazla ısınınca rutubet artıyor. Rutubetin artması ani sellerin oluşmasına sebep oluyor. 1950 yılından günümüze kadar istatistiksel olarak baktığımız zaman yağışların gittikçe arttığını görüyoruz” dedi. Doğu Karadeniz'de ani, lokal ve şiddetli yağışlar, can ve mal kayıplarıyla sonuçlanan sel ve heyelanlara yol açıyor. Yağışlar özellikle dik ve eğimli arazilerde toprak hareketlerine neden oluyor. Küresel iklim krizi ve kuraklık etkileriyle, Karadeniz'de su yüzey sıcaklığının yükselmesi, deniz ekosisteminin yanı sıra su buharlaşmasının artmasıyla ani ve şiddetli yağışları da beraberinde getiriyor. İklim değişikliyle birlikte bölgede son dönemlerde yağmur yağışları artarken, buna bağlı olarak sel baskınları ve heyelanlar başta olmak üzere doğal afetler de artıyor. Son günlerde Rize ve Artvin’de yer yer metrekareye 450 kilograma varan yağış düştüğü tespit edilen bölgede meydana gelen taşkın, sel ve heyelanları değerlendiren uzmanlar, dere yataklarından uzak durulması uyarılarını yineliyor. ‘YİNE TAŞKIN MEVSİMİ GELDİ’ Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, “Yine taşkın mevsimi geldi. Bu sel ve taşkınların olmasının en önemli nedenlerinden biri iklim değişimidir. Diğeri ise dere yataklarının düzensiz bir şekilde kullanılması ve tahrip edilmesidir. Bir de bölgenin topoğrafyasının oldukça eğimli bir yapıya sahip olması ve iklim değişimi yasaları çıktığı halde gereğinin yapılmamasıdır. Vatandaşların da bu konulara duyarlı olmasının etkileri vardır” ifadelerini kullandı. ‘ÇOK KISA ZAMANDA ÇOK ŞİDDETLİ YAĞIŞLAR GÖRÜLÜYOR’ Prof. Dr. Osman Bektaş, Doğu Karadeniz’in hızla ısındığını ve oluşan rutubet sonrası sellerin gerçekleştiğini ifade ederek, “Doğu Karadeniz, Karadeniz’in en fazla ısınan yerlerden birisidir. Deniz fazla ısınınca rutubet artıyor. Rutubetin artması ani sellerin oluşmasına sebep oluyor. 1950 yılından günümüze kadar istatistiksel olarak baktığımızda, yağışların gittikçe arttığını görüyoruz. Çok daha kısa zamanda çok şiddetli yağışlar görülüyor. Bu da sellerin oluşmasının en büyük nedenidir. Var olan dere yatağını yapılaşma ve kara yolu ile daraltıyoruz. Güneydeki ilçeleri Kuzey’e bağlayan yollar, dere yatakları boyunca sürülmüştür. Bu dere yatakları boyunca sürülen yollar ‘derenin kotu’ civarındadır. Aynı seviyededir. Dere taştığı zaman, kara yolunu olduğu gibi tahrip ediyor ve çöktürüyor. Kara yollarının, dereye inen şev kısımları korunma altına alınmadığı için derenin erozyonu söz konusu. Hem derenin erozyonu hem de derenin taşması bugün kara yollarında felaketlere sebep oluyor” diye konuştu. ‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ARTIK BİR GERÇEKTİR’ İstila edilen dere yataklarındaki yerleşim yerlerinden uzak durulması gerektiğine dikkati çeken Bektaş, “Doğal dere yatakları yerleşime açılıyor. Bu son derece yanlıştır. İklim değişikliği artık bir gerçektir. Bununla ilgili çıkan kanunlar etkin bir şekilde uygulanmıyor. Bunun uygulanmamasının en önemli nedeni ekonomik sıkıntıdır. Karadeniz’de şehirleşmenin dar olması, dere yataklarının istilasına sebebiyet veriyor. Topoğrafya oldukça dik ve şehirleşme gelişemiyor. Hücum edilen dere yatakları şehirleşmeye açılıyor. Bilinçsiz şekilde yapılıyor ve dereler kendi yataklarını su ile basıyor ve seller meydana geliyor. Depremlere karşı önlem alıyoruz ama sellere karşı etkin bir önlem alamıyoruz” dedi. ‘KARADENİZ BÖLGESİ İKLİM DEĞİŞİMİNE HAZIR DEĞİL’ Doğu Karadeniz Bölgesi’nin iklim değişikliğine hazır olmadığını kaydeden Bektaş, il afet risk raporlarının öneminde değinerek, “İl risk azaltma çalışmaları var. İl afetlerinin azaltılması çalışmaları da var. Bu çalışmalar maalesef raflarda bekliyor. AFAD bu raporları hazırlamış. Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki sel ve heyelanlar için ayrıntılı raporlar var. Bunlar gerektiği gibi uygulanmadığı için her yıl taşkın mevsiminde bu olayları konuşuyoruz. Önemli olan belli bir bütçenin ayrılmasıdır. Doğu Karadeniz Bölgesi iklim değişimine hazır değil. Akademik çalışmalar ve AFAD’ın çalışmaları var. İRAP raporlarımız var. Önemli olan il risk raporlarını ve il afet risk raporlarını uygulamaya koyabilmektir” diye konuştu. (DHA)  
Karadeniz’in kabusu sellerin artmasında ‘iklim krizi’ etkisi

Selçuk BAŞAR-Efnan DEMİREREN/TRABZON, (DHA)- DOĞU Karadeniz'de iklim değişikliği, yağış rejimini olumsuz etkilerken, sel ve heyelanlar başta olmak üzere doğal afetler de artıyor. Rize ve Artvin’de son günlerde yer yer metrekareye 450 kilograma varan yağışın düştüğü sağanak nedeniyle yaşanan sel ve heyelanları değerlendiren Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, “Bölgemiz iklim değişikliğine henüz hazır değil. Bölge, en fazla ısınan yerlerden birisidir. Deniz fazla ısınınca rutubet artıyor. Rutubetin artması ani sellerin oluşmasına sebep oluyor. 1950 yılından günümüze kadar istatistik sel olarak baktığımız zaman yağışların gittikçe arttığını görüyoruz” dedi.

Doğu Karadeniz'de ani, lokal ve şiddetli yağışlar, can ve mal kayıplarıyla sonuçlanan sel ve heyelanlara yol açıyor. Yağışlar özellikle dik ve eğimli arazilerde toprak hareketlerine neden oluyor. Küre sel iklim krizi ve kuraklık etkileriyle, Karadeniz'de su yüzey sıcaklığının yükselmesi, deniz ekosisteminin yanı sıra su buharlaşmasının artmasıyla ani ve şiddetli yağışları da beraberinde getiriyor. İklim değişikliyle birlikte bölgede son dönemlerde yağmur yağışları artarken, buna bağlı olarak sel baskınları ve heyelanlar başta olmak üzere doğal afetler de artıyor.

Son günlerde Rize ve Artvin’de yer yer metrekareye 450 kilograma varan yağış düştüğü tespit edilen bölgede meydana gelen taşkın, sel ve heyelanları değerlendiren uzmanlar, dere yataklarından uzak durulması uyarılarını yineliyor.

‘YİNE TAŞKIN MEVSİMİ GELDİ’

Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, “Yine taşkın mevsimi geldi. Bu sel ve taşkınların olmasının en önemli nedenlerinden biri iklim değişimidir. Diğeri ise dere yataklarının düzensiz bir şekilde kullanılması ve tahrip edilmesidir. Bir de bölgenin topoğrafyasının oldukça eğimli bir yapıya sahip olması ve iklim değişimi yasaları çıktığı halde gereğinin yapılmamasıdır. Vatandaşların da bu konulara duyarlı olmasının etkileri vardır” ifadelerini kullandı.

‘ÇOK KISA ZAMANDA ÇOK ŞİDDETLİ YAĞIŞLAR GÖRÜLÜYOR’

Prof. Dr. Osman Bektaş, Doğu Karadeniz’in hızla ısındığını ve oluşan rutubet sonrası sellerin gerçekleştiğini ifade ederek, “Doğu Karadeniz, Karadeniz’in en fazla ısınan yerlerden birisidir. Deniz fazla ısınınca rutubet artıyor. Rutubetin artması ani sellerin oluşmasına sebep oluyor. 1950 yılından günümüze kadar istatistik sel olarak baktığımızda, yağışların gittikçe arttığını görüyoruz. Çok daha kısa zamanda çok şiddetli yağışlar görülüyor. Bu da sellerin oluşmasının en büyük nedenidir. Var olan dere yatağını yapılaşma ve kara yolu ile daraltıyoruz. Güneydeki ilçeleri Kuzey’e bağlayan yollar, dere yatakları boyunca sürülmüştür. Bu dere yatakları boyunca sürülen yollar ‘derenin kotu’ civarındadır. Aynı seviyededir. Dere taştığı zaman, kara yolunu olduğu gibi tahrip ediyor ve çöktürüyor. Kara yollarının, dereye inen şev kısımları korunma altına alınmadığı için derenin erozyonu söz konusu. Hem derenin erozyonu hem de derenin taşması bugün kara yollarında felaketlere sebep oluyor” diye konuştu.

‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ARTIK BİR GERÇEKTİR’

İstila edilen dere yataklarındaki yerleşim yerlerinden uzak durulması gerektiğine dikkati çeken Bektaş, “Doğal dere yatakları yerleşime açılıyor. Bu son derece yanlıştır. İklim değişikliği artık bir gerçektir. Bununla ilgili çıkan kanunlar etkin bir şekilde uygulanmıyor. Bunun uygulanmamasının en önemli nedeni ekonomik sıkıntıdır. Karadeniz’de şehirleşmenin dar olması, dere yataklarının istilasına sebebiyet veriyor. Topoğrafya oldukça dik ve şehirleşme gelişemiyor. Hücum edilen dere yatakları şehirleşmeye açılıyor. Bilinçsiz şekilde yapılıyor ve dereler kendi yataklarını su ile basıyor ve seller meydana geliyor. Depremlere karşı önlem alıyoruz ama sellere karşı etkin bir önlem alamıyoruz” dedi.

‘KARADENİZ BÖLGESİ İKLİM DEĞİŞİMİNE HAZIR DEĞİL’

Doğu Karadeniz Bölgesi’nin iklim değişikliğine hazır olmadığını kaydeden Bektaş, il afet risk raporlarının öneminde değinerek, “İl risk azaltma çalışmaları var. İl afetlerinin azaltılması çalışmaları da var. Bu çalışmalar maalesef raflarda bekliyor. AFAD bu raporları hazırlamış. Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki sel ve heyelanlar için ayrıntılı raporlar var. Bunlar gerektiği gibi uygulanmadığı için her yıl taşkın mevsiminde bu olayları konuşuyoruz. Önemli olan belli bir bütçenin ayrılmasıdır. Doğu Karadeniz Bölgesi iklim değişimine hazır değil. Akademik çalışmalar ve AFAD’ın çalışmaları var. İRAP raporlarımız var. Önemli olan il risk raporlarını ve il afet risk raporlarını uygulamaya koyabilmektir” diye konuştu. (DHA)

 

Trabzon HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve taka61.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.