Antalyaspor-Trabzonspor maçını spor yazarları yorumladı

Trabzonspor 17.01.2021 - 09:32, Güncelleme: 17.01.2021 - 09:32
 

Antalyaspor-Trabzonspor maçını spor yazarları yorumladı

Süper Lig'in 19. haftasında Fraport TAV Antalyaspor ile Trabzonspor 1-1 berabere kaldı. Maçın ardından spor yazarları yorumları.
REHA KAPSAL   Antalyaspor son haftalarda topu rakibe bırakıp saha içi yerleşiminde savunmadaki pozisyonunu 6-3-1 formasyonunda oynayıp, hızlı hücum çıkışlarıyla oynuyordu. Bunu da sağ çizgide Gökdeniz, sol ise Amilton ile deneyen bir takım. Bu çıkışlara orta sahadan Fredy'nin de ciddi desteği var.   Böyle, hem oyunun merkezini hem de çizgileri kapatan takımlara karşı ilk golü bulmak çok önemli. Atılacak golden sonra daha fazla risk alıp, daha çok öne çıkarak Trabzonspor lehine daha rahat bir oyun olabilirdi.   Oyunun başında Ekuban'ın kaçırdığı penaltı gidişatı etkiledi. İşin enteresan yönü de Trabzonspor belki son 10 yılda penaltı atacak oyuncu eksikliğini çeken bir takım. Kırılma anını doğru bir şekilde lehine çeviremedi bordo-mavililer. Bundan sonraki süreçte Ersan'ın atılmasıyla 10 kişi kalan Antalyaspor, formasyonu 4-4-1'e döndü. Bu noktada Trabzonspor'un hücum etme planlarının değişmesi gerekirdi. Hem oyun başlangıcında, hem de rakibi 10 kişi kaldıktan sonra Trabzonspor top ayağındayken 2-3-5 formasyonuna dönmeliydi. Hücum organizasyonunu böyle yapmalıydı. Bu planın içini doldurmak için de pas ritminin daha çabuk olması, daha fazla yön değiştirip oyunu genişletmesi gerekiyordu. Bunu yaptıktan sonra da Abdülkadir başta olmak üzere diğer oyuncular, iç koridor (half space) topsuz koşularını denemeliydi. Trabzonspor, merkezden değil daha fazla genişlettikleri çizgi oyunlarıyla rakip karşısında etkili olabilirdi. Bu hücum opsiyonlarını sağlamak için de hem pasın yoluna daha fazla çıkıp, aynı zamanda da yeri geldiğinde savunmanın önü ama savunmanın arkasına fazla koşular da denemesi gerekirdi.   Bunu doğru bir şekilde yapamayan bordo-mavililer, zaten sezon başından beri çok sağlıklı hücum organizasyonlarını beceremeyen, eldeki oyuncuların kalite eksikliğinden de muzdarip olan bir takımdı. Hücumdaki kısırlık ve üretken olamama, böyle kapanan takımlara karşı bir de erken gol yiyip oyunu açamadığınızda, anahtar hücum oyunlarının çeşitliliğini de istenilen seviyede yapamazsanız sıkıntı yaşarsınız. İstediğiniz skoru da tabii ki alamazsınız.   Geçen yıl iki kenar beki Pereira ve Novak goller atıp attırırken, bu yılki iki bek Serkan ve Marlon yetersiz ve teksiz kalıyor. Trabzonspor'un oyunu genişletip, çizgi oyunlarını uygulayamamasının en temel sebeplerinden biri de iki kenar bekinin etkisizliği.   Sörloth'un geçen sezon ortaya koyduğu santrfor performansı, ender oyuncu tiplerinden biri olduğundan ülkemizde bu kadar konuşuldu. Geçen yıl hem oyun, hem gol sayısı çıkmıştı. Bu sene gelen iki santrfor Djaniny ve Afobe'den (Afobe gol atmasına rağmen) ne oyun, ne de gerekli gol sayısı çıkmıyor. Çıkmaz da... NECMİ PEREKLİ   Bir maç ki sahada iki takım var ama birinin ortada bir tek top tutup iki pas yaptığı yok. Fakat diğeri yani Trabzonspor belki de bu yıl liglerde görülmemiş bir şekilde sahada tek kale oynuyor.   Evet bazen idmanlarda forvet-savunma şeklinde idman mahiyetinde sadece bir kale üzerine taktik icabı maç oynanırdı. İşte bu maç da aynen böyle geçiyor. Fakat Trabzonspor, bırakın gol atmayı bu denli baskıya rağmen bir tek gol pozisyonu üretip rakibine atması gereken tek golü bulamıyordu. Oyun uzadıkça, adeleler kendinden geçmeye başladıkça Trabzonspor'un golü, en azından beraberlik golü neredeyse geliyor derken golü uzatmalarda nihayet buluyor. Fakat bu noktada bence Abdullah Avcı bu tarz oynanan oyunlarda rakip savunmanın çözülmesi için gerekli hamleyi yapmakta zannımca oyunun telaş ve heyecanına kapılmış olacak ki, ya rakibi kendi sahasına çekip kontratak veya verkaçlarla rakip savunmayı delmeye çalışmalıydı.   Eğer rakip ısrarla senin sahana gelmiyorsa o zaman kanatları kullanarak çizgiye inip rakip savunmayı devre dışı bırakmayı denemeliydi. Ama bunu yapmadı. Kalan son umut ise bu denli baskıların rakip savunma içerisinde oluşacak bir tesadüf karambolle gol bulmak olacaktı. Nitekim gelen beraberlik golü de ancak bu şekilde oldu.   Şimdi şunu önemle söylemek isterim ki Trabzonspor bu maçta ne mağlubiyeti ne de beraberliği hak etmemiş sahanın galibi olması gerekirdi ama bir puana fit oldu. Rakip ise maç boyunca yaptığı tek atakla kazandığı bir golün üzerine 97 dakika boyunca yatmaya çabaladı. Neredeyse başarılı da oluyordu. Diğer taraftan Antalyaspor için şunu söylemek isterim. Oyunun hemen başlarında Trabzonspor gibi grafiği gittikçe yükselen bir takım karşısında 10 kişi kalınca oyunu bu şekilde kabullenmesi de futbol literatüründe geçerli olan bir uygulama olarak kabul edilirdi. Fakat hesapları 96 dakika sürebildi.   (fotomaç)
Süper Lig'in 19. haftasında Fraport TAV Antalyaspor ile Trabzonspor 1-1 berabere kaldı. Maçın ardından spor yazarları yorumları.

REHA KAPSAL

 

Antalyaspor son haftalarda topu rakibe bırakıp saha içi yerleşiminde savunmadaki pozisyonunu 6-3-1 formasyonunda oynayıp, hızlı hücum çıkışlarıyla oynuyordu. Bunu da sağ çizgide Gökdeniz, sol ise Amilton ile deneyen bir takım. Bu çıkışlara orta sahadan Fredy'nin de ciddi desteği var.

 

Böyle, hem oyunun merkezini hem de çizgileri kapatan takımlara karşı ilk golü bulmak çok önemli. Atılacak golden sonra daha fazla risk alıp, daha çok öne çıkarak Trabzonspor lehine daha rahat bir oyun olabilirdi.

 

Oyunun başında Ekuban'ın kaçırdığı penaltı gidişatı etkiledi. İşin enteresan yönü de Trabzonspor belki son 10 yılda penaltı atacak oyuncu eksikliğini çeken bir takım. Kırılma anını doğru bir şekilde lehine çeviremedi bordo-mavililer. Bundan sonraki süreçte Ersan'ın atılmasıyla 10 kişi kalan Antalyaspor, formasyonu 4-4-1'e döndü.

Bu noktada Trabzonspor'un hücum etme planlarının değişmesi gerekirdi. Hem oyun başlangıcında, hem de rakibi 10 kişi kaldıktan sonra Trabzonspor top ayağındayken 2-3-5 formasyonuna dönmeliydi. Hücum organizasyonunu böyle yapmalıydı. Bu planın içini doldurmak için de pas ritminin daha çabuk olması, daha fazla yön değiştirip oyunu genişletmesi gerekiyordu. Bunu yaptıktan sonra da Abdülkadir başta olmak üzere diğer oyuncular, iç koridor (half space) topsuz koşularını denemeliydi.

Trabzonspor, merkezden değil daha fazla genişlettikleri çizgi oyunlarıyla rakip karşısında etkili olabilirdi. Bu hücum opsiyonlarını sağlamak için de hem pasın yoluna daha fazla çıkıp, aynı zamanda da yeri geldiğinde savunmanın önü ama savunmanın arkasına fazla koşular da denemesi gerekirdi.

 

Bunu doğru bir şekilde yapamayan bordo-mavililer, zaten sezon başından beri çok sağlıklı hücum organizasyonlarını beceremeyen, eldeki oyuncuların kalite eksikliğinden de muzdarip olan bir takımdı. Hücumdaki kısırlık ve üretken olamama, böyle kapanan takımlara karşı bir de erken gol yiyip oyunu açamadığınızda, anahtar hücum oyunlarının çeşitliliğini de istenilen seviyede yapamazsanız sıkıntı yaşarsınız. İstediğiniz skoru da tabii ki alamazsınız.

 

Geçen yıl iki kenar beki Pereira ve Novak goller atıp attırırken, bu yılki iki bek Serkan ve Marlon yetersiz ve teksiz kalıyor. Trabzonspor'un oyunu genişletip, çizgi oyunlarını uygulayamamasının en temel sebeplerinden biri de iki kenar bekinin etkisizliği.

 

Sörloth'un geçen sezon ortaya koyduğu santrfor performansı, ender oyuncu tiplerinden biri olduğundan ülkemizde bu kadar konuşuldu. Geçen yıl hem oyun, hem gol sayısı çıkmıştı. Bu sene gelen iki santrfor Djaniny ve Afobe'den (Afobe gol atmasına rağmen) ne oyun, ne de gerekli gol sayısı çıkmıyor. Çıkmaz da...

NECMİ PEREKLİ

 

Bir maç ki sahada iki takım var ama birinin ortada bir tek top tutup iki pas yaptığı yok. Fakat diğeri yani Trabzonspor belki de bu yıl liglerde görülmemiş bir şekilde sahada tek kale oynuyor.

 

Evet bazen idmanlarda forvet-savunma şeklinde idman mahiyetinde sadece bir kale üzerine taktik icabı maç oynanırdı. İşte bu maç da aynen böyle geçiyor. Fakat Trabzonspor, bırakın gol atmayı bu denli baskıya rağmen bir tek gol pozisyonu üretip rakibine atması gereken tek golü bulamıyordu.

Oyun uzadıkça, adeleler kendinden geçmeye başladıkça Trabzonspor'un golü, en azından beraberlik golü neredeyse geliyor derken golü uzatmalarda nihayet buluyor. Fakat bu noktada bence Abdullah Avcı bu tarz oynanan oyunlarda rakip savunmanın çözülmesi için gerekli hamleyi yapmakta zannımca oyunun telaş ve heyecanına kapılmış olacak ki, ya rakibi kendi sahasına çekip kontratak veya verkaçlarla rakip savunmayı delmeye çalışmalıydı.

 

Eğer rakip ısrarla senin sahana gelmiyorsa o zaman kanatları kullanarak çizgiye inip rakip savunmayı devre dışı bırakmayı denemeliydi. Ama bunu yapmadı. Kalan son umut ise bu denli baskıların rakip savunma içerisinde oluşacak bir tesadüf karambolle gol bulmak olacaktı. Nitekim gelen beraberlik golü de ancak bu şekilde oldu.

 

Şimdi şunu önemle söylemek isterim ki Trabzonspor bu maçta ne mağlubiyeti ne de beraberliği hak etmemiş sahanın galibi olması gerekirdi ama bir puana fit oldu. Rakip ise maç boyunca yaptığı tek atakla kazandığı bir golün üzerine 97 dakika boyunca yatmaya çabaladı. Neredeyse başarılı da oluyordu.

Diğer taraftan Antalyaspor için şunu söylemek isterim. Oyunun hemen başlarında Trabzonspor gibi grafiği gittikçe yükselen bir takım karşısında 10 kişi kalınca oyunu bu şekilde kabullenmesi de futbol literatüründe geçerli olan bir uygulama olarak kabul edilirdi. Fakat hesapları 96 dakika sürebildi.

 

(fotomaç)

Trabzon HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve taka61.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.