Kapalı mekanları öğle saatlerinde havalandırmak gerekiyor

Ekonomi (AA) - Anadolu Ajansı | 30.01.2023 - 15:07, Güncelleme: 30.01.2023 - 17:09
 

Kapalı mekanları öğle saatlerinde havalandırmak gerekiyor

- Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çevre Sağlığı Program Başkanı Dr. Öğr. Üyesi İnci Karakaş: -Evlerin havalandırılması amacıyla sabah erken saatte camları açmak yerine hava hareketinin daha fazla ve trafik yoğunluğunun daha az olabildiği öğlen saatine doğru camlar açılabilir
İSTANBUL (AA) - Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çevre Sağlığı Program Başkanı Dr. Öğr. Üyesi İnci Karakaş, hava kirliliği olduğunda, kapalı mekanların sabah yerine öğlen saatlerinde havalandırılması gerektiğini belirtti. Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, uzmanlar, kış mevsiminde fosil yakıt tüketimi ve artan taşıt trafiği nedeniyle havada ölçülen partiküler madde konsantrasyonlarının arttığına dikkati çekiyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen Dr. Öğr. Üyesi İnci Karakaş, stratus cinsi bulutların yere yakın olması ya da yerle teması halinde, hava kütlelerinin yoğunlaşması sonucunda pus ve sis oluştuğunu ifade etti. Havada asılı kalan sisin, yoğunlaşan su kütleleri içerisinde yer alan küçük boyuttaki su zerrelerinin boyutu ve miktarına bağlı olarak görüş mesafesini azalttığını aktaran Karakaş, "Pus oluşumuyla, görüş mesafesi 2 kilometrenin altına düşerken, sis oluşumuyla görüş mesafesi 1 kilometrenin altına düşüyor. Sisin içerisinde yer alan su zerrelerinin sayısına göre hafif ve yoğun olmak üzere sis çeşitlendiriliyor. Hafif siste 1 santimetreküp havada su zerrelerinin miktarı 50-100 arasında değişirken yoğun siste ise 500-600 aralığındadır. Hava sıcaklığına bağlı olarak sisin içerisindeki su zerreleri buz kristallerine de dönüşebiliyor. Sisin içerisindeki su zerreleri ışığı emerek daha yoğun görünmesini sağlıyor." ifadelerini kullandı. Karakaş, zararlı bileşenlerin konsantrasyonlarının artarak sınır değerlerin üzerine çıkmasıyla canlı yaşamına ve ekolojik dengeye zarar vermesinin hava kirliliği olarak tanımlandığını belirterek, şunları kaydetti: "Kış mevsiminde fosil yakıt tüketimi ve artan taşıt trafiği nedeniyle havada ölçülen partiküler madde konsantrasyonları artıyor. Hava kirliliğine katkıda bulunan yüksek basınç alanlarının etkisiyle hava kalitesi daha da bozuluyor. Rüzgarın da olmaması, partiküler maddelerin havada dağılımını ve seyrelmesini engelleyip konsantrasyonlarını belirli bölgelerde artırıyor. Kağıt, mobilya ya da ahşap gibi malzemelerin de yakılması sonucunda hava kirliliği oluşabiliyor. Mobilyanın içeriğinde bulunan metilen klorür, aseton, alkol, uçucu organik bileşikler gibi solventler, formaldehit ve polibromodifenil esterleri gibi kimyasallar sebebiyle yakıldığında bu kimyasallar atmosfere salınıyor ve solunması halinde çeşitli sağlık problemlerini de beraberinde getiriyor. Bu problemlerin başında, endokrin sistem üzerine çeşitli hasarlar yer alabiliyor." - "Sabah saatleri yerine öğlen saatlerine doğru evden çıkılmalı" Karakaş, hava kirliliğinin önlenebilmesi için şunları tavsiye etti: "Taşıt trafiğinden kaynaklanan emisyonları azaltmak için kurşunsuz benzin üretiminin benimsenmesi ve kullanımının yaygınlaştırılması, ulaşımın toplu taşımayla sağlanması, elektrikle çalışan araçların yaygınlaştırılması, çevreyi kirletmeyecek alternatif yakıtların geliştirilmesi, emisyonların kaynağında azaltılmasını sağlayacak önlemlerin uygulanması, endüstriyel kuruluşların emisyonları azaltacak önlemleri alması, yakma ünitelerinde kirliliğe yol açma ihtimali en az olan yakıtların kullanılması ve bu ünitelerin performanslarını artıracak çeşitli uygulamaların geliştirilmesi, yandığında toksik bileşen oluşturabilecek alanlardan kaynaklanan atıkların (hastane ve benzeri) emisyonlarının kontrol altında tutulması sağlanmalıdır." Hava kirliliği olduğu zamanlarda bireysel olarak alınabilecek önlemlere ilişkin Karakaş, şu ifadeleri kullandı: "Mümkünse sabah saatleri yerine öğlen saatlerine doğru evden çıkılmalı. Evden çıkarken maske kullanımına dikkat edilmesi gerekiyor. Hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde maskeyle dışarı çıkmak kirliliğe maruz kalma ihtimalini düşürebiliyor. Bu konuda kullanılan maskenin çeşidi de önemli. Cerrahi maskeler karbondioksit ve karbonmonoksit gibi havadaki kirleticilerin bazılarını tutamıyor. Evlerin havalandırılması amacıyla sabah erken saatte camları açmak yerine hava hareketinin daha fazla ve trafik yoğunluğunun daha az olabildiği öğlen saatine doğru camlar açılabilir. Spor yapan kişilerin kirliliğin yoğun olduğu zamanlarda spor yapmaması gerekiyor. Spor sırasında kişi daha hızlı nefes alıp verdiği için daha fazla miktarda kirli havaya maruz kalıyor. Böylece astım ve KOAH gibi hastalıklar şiddetlenebiliyor."
- Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çevre Sağlığı Program Başkanı Dr. Öğr. Üyesi İnci Karakaş: -Evlerin havalandırılması amacıyla sabah erken saatte camları açmak yerine hava hareketinin daha fazla ve trafik yoğunluğunun daha az olabildiği öğlen saatine doğru camlar açılabilir

İSTANBUL (AA) - Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çevre Sağlığı Program Başkanı Dr. Öğr. Üyesi İnci Karakaş, hava kirliliği olduğunda, kapalı mekanların sabah yerine öğlen saatlerinde havalandırılması gerektiğini belirtti.

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, uzmanlar, kış mevsiminde fosil yakıt tüketimi ve artan taşıt trafiği nedeniyle havada ölçülen partiküler madde konsantrasyonlarının arttığına dikkati çekiyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Dr. Öğr. Üyesi İnci Karakaş, stratus cinsi bulutların yere yakın olması ya da yerle teması halinde, hava kütlelerinin yoğunlaşması sonucunda pus ve sis oluştuğunu ifade etti.

Havada asılı kalan sisin, yoğunlaşan su kütleleri içerisinde yer alan küçük boyuttaki su zerrelerinin boyutu ve miktarına bağlı olarak görüş mesafesini azalttığını aktaran Karakaş, "Pus oluşumuyla, görüş mesafesi 2 kilometrenin altına düşerken, sis oluşumuyla görüş mesafesi 1 kilometrenin altına düşüyor. Sisin içerisinde yer alan su zerrelerinin sayısına göre hafif ve yoğun olmak üzere sis çeşitlendiriliyor. Hafif siste 1 santimetreküp havada su zerrelerinin miktarı 50-100 arasında değişirken yoğun siste ise 500-600 aralığındadır. Hava sıcaklığına bağlı olarak sisin içerisindeki su zerreleri buz kristallerine de dönüşebiliyor. Sisin içerisindeki su zerreleri ışığı emerek daha yoğun görünmesini sağlıyor." ifadelerini kullandı.

Karakaş, zararlı bileşenlerin konsantrasyonlarının artarak sınır değerlerin üzerine çıkmasıyla canlı yaşamına ve ekolojik dengeye zarar vermesinin hava kirliliği olarak tanımlandığını belirterek, şunları kaydetti:

"Kış mevsiminde fosil yakıt tüketimi ve artan taşıt trafiği nedeniyle havada ölçülen partiküler madde konsantrasyonları artıyor. Hava kirliliğine katkıda bulunan yüksek basınç alanlarının etkisiyle hava kalitesi daha da bozuluyor. Rüzgarın da olmaması, partiküler maddelerin havada dağılımını ve seyrelmesini engelleyip konsantrasyonlarını belirli bölgelerde artırıyor.

Kağıt, mobilya ya da ahşap gibi malzemelerin de yakılması sonucunda hava kirliliği oluşabiliyor. Mobilyanın içeriğinde bulunan metilen klorür, aseton, alkol, uçucu organik bileşikler gibi solventler, formaldehit ve polibromodifenil esterleri gibi kimyasallar sebebiyle yakıldığında bu kimyasallar atmosfere salınıyor ve solunması halinde çeşitli sağlık problemlerini de beraberinde getiriyor. Bu problemlerin başında, endokrin sistem üzerine çeşitli hasarlar yer alabiliyor."

- "Sabah saatleri yerine öğlen saatlerine doğru evden çıkılmalı"

Karakaş, hava kirliliğinin önlenebilmesi için şunları tavsiye etti:

"Taşıt trafiğinden kaynaklanan emisyonları azaltmak için kurşunsuz benzin üretiminin benimsenmesi ve kullanımının yaygınlaştırılması, ulaşımın toplu taşımayla sağlanması, elektrikle çalışan araçların yaygınlaştırılması, çevreyi kirletmeyecek alternatif yakıtların geliştirilmesi, emisyonların kaynağında azaltılmasını sağlayacak önlemlerin uygulanması, endüstriyel kuruluşların emisyonları azaltacak önlemleri alması, yakma ünitelerinde kirliliğe yol açma ihtimali en az olan yakıtların kullanılması ve bu ünitelerin performanslarını artıracak çeşitli uygulamaların geliştirilmesi, yandığında toksik bileşen oluşturabilecek alanlardan kaynaklanan atıkların (hastane ve benzeri) emisyonlarının kontrol altında tutulması sağlanmalıdır."

Hava kirliliği olduğu zamanlarda bireysel olarak alınabilecek önlemlere ilişkin Karakaş, şu ifadeleri kullandı:

"Mümkünse sabah saatleri yerine öğlen saatlerine doğru evden çıkılmalı. Evden çıkarken maske kullanımına dikkat edilmesi gerekiyor. Hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde maskeyle dışarı çıkmak kirliliğe maruz kalma ihtimalini düşürebiliyor. Bu konuda kullanılan maskenin çeşidi de önemli. Cerrahi maskeler karbondioksit ve karbonmonoksit gibi havadaki kirleticilerin bazılarını tutamıyor.

Evlerin havalandırılması amacıyla sabah erken saatte camları açmak yerine hava hareketinin daha fazla ve trafik yoğunluğunun daha az olabildiği öğlen saatine doğru camlar açılabilir. Spor yapan kişilerin kirliliğin yoğun olduğu zamanlarda spor yapmaması gerekiyor. Spor sırasında kişi daha hızlı nefes alıp verdiği için daha fazla miktarda kirli havaya maruz kalıyor. Böylece astım ve KOAH gibi hastalıklar şiddetlenebiliyor."

İstanbul HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve taka61.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.