Orman yangınlarının, neden sonuç ve önlemleri

Genel 23.08.2024 - 09:30, Güncelleme: 23.08.2024 - 09:30 4879+ kez okundu.
 

Orman yangınlarının, neden sonuç ve önlemleri

15 Ağustos’ta başlayan orman yangınlarında İzmir Manisa ve Aydın’da toplam 142 yapı etkilendi. İzmir, Manisa, Aydın, Uşak, Muğla, Karabük, Bolu, Çanakkale ve Çankırı’da etkili olan orman yangınları yaşandı.
15 Ağustos’ta başlayan orman yangınlarında İzmir Manisa ve Aydın’da toplam 142 yapı etkilendi. İzmir, Manisa, Aydın, Uşak, Muğla, Karabük, Bolu, Çanakkale ve Çankırı’da etkili olan orman yangınları yaşandı. Öz Orman İş Genel Başkanı Settar Aslan orman yangınlarının neden sonuç ve önlemlerini içeren kapsamlı bir değerlendirmede bulundu. 1- ORMANLAR NEDEN YANIYOR? A) Ormanların neden yandığından önce, yanan ormanların insanlık ve dünya için değerini ve önemini ifade etmek isterim. Ormanlar, dünyanın akciğerleri, insanlığın nimet ve bereket tedarikçileridir. Hayat için suya, su için ormana, ormanın değerinin bilinmesi ve hakkıyla korunması içinse insana ihtiyaç var. B) “Orman yangını” denilse de sadece ormanın yandığını düşünmek çok büyük bir yanlış olur. Yanan ormanlarımız değil sadece; dünyanın akciğerleri yanıyor. Ormanla birlikte insanlığın geleceği, nimeti ve bereketi de ateşin ortasında kalıyor. C) “Orman neden yanar, ormanlarımız neden yanıyor? Hangi ihmaller, hangi ihlaller, hangi eksikler ormanlarımızın ateşin içinde kalmasına neden oluyor?” Sorularını eksiksiz cevaplamak zorundayız. Çünkü, soruna dair tespit eksik ise çözüme dair iradenin ve çabanın tam olması mümkün değildir. D) Orman Genel Müdürlüğümüzün verilerine göre orman yangınlarının %89'u insan kaynaklıdır. Bu kapsamda yangınların;             %10'u kasıt,             %47'si ihmal ve dikkatsizlik,             %11'i doğal nedenlerle (yıldırım düşmesi vb.)             %32'si ise bilinmeyen nedenlerden kaynaklanmaktadır. Şunu kabul etmek gerekir ki; son yıllarda “kasıtla orman yangını çıkarma” fiili, son yıllarda çok daha fazla gerçekleşir olmaya başlamıştır.   E) Ege ve Akdeniz bölgeleri başta olmak üzere turizm bölgesi/ili kapsamındaki yeşil vatan alanlarında daha fazla ve daha sık aralıklarla yangın yaşanması; bu bölgelerdeki ormanların hem ekolojik dengeye hem de turizm kaynaklı bütçeye zarar verme kastının yansıması olduğunu gösteriyor.   F) Elbette iklim şartları ve mevsim, orman yangınlarına doğrudan etki ediyor. Yaz mevsiminde ve özellikle kurak geçen dönemlerde daha fazla orman yangını yaşıyoruz.   G) Doğa parklarının, milli park alanlarının, ormanlık bölge içinde sayfiye alanlarının kullanım yoğunluğu, bu kullanımda üretilen çevre kirliliği gibi unsurlarda hem orman yangınlarının sayısını hem de yanan ormanlık alan büyüklüğünü artırıyor. H) Temizlenmeden terk edilen piknik alanları, ağaçlık ya da ormanlık alana terk edilen cam ve ışık geçirgen eşya ve maddelerde birer orman yangın sebebi olarak karşımızda duruyor. Kırık bir cam şişenin, kavanozun ve sair eşyanın güneş ışığıyla etkileşimi, yangının başlamasına ve ormanın yok olmasına neden olabiliyor. I) Orman yangını için yakıt, oksijen ve ısı kaynağının etkileşimi gerekiyor. Bu etkileşimi sağlamaya zemin olacak ihlallerden, ihmallerden ve boş vermişlikten kaçınmak, çekinmek gerek.   İ) Geçen hafta gerçekleşen ve yeşil vatanımızın olumsuz etkilenmesine neden olan orman yangınlarından bir kısmının, kundaklama sonucu çıkan yangınları müşahede ettik. Terör gruplarının, yabancı ülkelerin istihbarat unsurlarının dahi yeşil vatana yönelik eylemler gerçekleştirdiğini ve bu kapsamda terörize/kriminal orman yangınları çıkardığı bilinmektedir.   K) Yıldırım, sıcak rüzgarlar, yanan kamp ateşleri ve elbette güneş dahi orman yangınının münhasır sebebi olabilir. Orman yangınını bilerek çıkaranlar; ormanın sağladığı yararları bildikleri için o yangını çıkarıyorlar. Zira orman yok olduğunda oksijen azalıyor, su-yağmur azalıyor, tarımsal kalite ve kapasite de azalıyor.   L) Orman yangınlarının arkasındaki temel sebep; ormanları koruma ve geliştirme ile orman yangınları ile mücadele konusunda olması gereken seviyenin altında sorumluluk almamız yatıyor.   2- NASIL BİR ÖNLEM ALMALI? A) Orman yangınlarıyla mücadelede asli hedef; yangının söndürülmesi değil hiç başlamamasıdır. Bir başka ifadeyle, “başlamış her orman yangını”, tekemmül etmemiş çevre bilincine, eksik kalmış doğayı ve yeşili sevme duygusuna, idrake dönüşmemiş yeşil vatana sahip çıkma tavrına, şuur haline gelmemiş ağacı ve ormanı koruma iradesine işaret eder. Bu nedenle, orman yangınlarıyla mücadelede en önemli eşik; ormanı sevme, koruma ve sürdürme noktasında aksiyoner tavır almaktır.   B) Sağlık ve adalet alanında olduğu gibi çevre, doğa ve orman alanında da “önleyici” ve “koruyucu” politika ve uygulama setleri geliştirip hayata geçirmek gerek. Bu kapsamda, ağacın, ormanın ve daha geniş anlamda yeşil vatanın korunması ve ona yönelik olası risklerin önlenmesi açısından “orman yangınlarıyla mücadele” bağlamında “koruyucu” ve “önleyici” politikalara ve uygulamaları hayata geçirmeliyiz.   C) Koruyucu ve önleyici politika ve uygulama setlerinde en önemli alan; yeşile, çevreye, doğaya ve özellikle de ormana dair bilinç vasatını yukarı çekecek eğitim programlarını, müfredata yerleştirmek gerekir. D) Okul öncesinden yükseköğretime, örgün eğitim süreçlerinden hayat boyu öğrense zeminlerine her bireyde, ağaç sevgisi, ormanı koruma bilinci ve ormanlık alanları geliştirme ve güçlendirme pratiği oluşturacak somut ders uygulamalarına yer vermek gerek. E) Ağaca, ormana, çevreye ve ekolojik dengeye zarar verici eylemlerin, siyasi söylemlerin, sektör uygulamalarının karşı karşıya kalacağı yaptırımların caydırıcılık kapasitesini güçlendirmek gerekir. F) Ormanı koruma bilincini ve pratiğini destekleyen bireysel ve kitlesel çalışmalara, iyi örneklere yönelik “ödüllendirme” zemini oluşturmak yararlı olur. G) İklim ve mevsim şartlarının orman yangını riskini artırdığı dönemlerde, ormanlık alanların kullanımına yönelik sınırlamaları hayata geçirmek gerekir. H) Orman yangınlarıyla mücadele ve orman yangınlarını söndürme, ormanları koruma konusunda bilinç ve sonuç üretme görev ve yetkileriyle donatılmış birimlerin, kamu kurum ve kuruluşlarının personel eksiklerini gidermek, bu kapsamdaki kadro ve pozisyon sayısını artırmak gerekir. I) Orman Genel Müdürlüğü bünyesinde istihdam edilen orman yangınlarıyla mücadele, ormanları korumak ve geliştirmekle görevli işçi personel sayısının yetersizliği tartışmasızdır. Şunu kabul etmek gerekir ki; son on yıllık süreçte Genel müdürlük, Bakanlık ve Hükümet oldukça önemli adımlar attı, olması gereken eşiğe yaklaşma kararlılığını ortaya koydu. Personel sayısı ve özlük hakları noktasında geçmişle kıyaslanmayacak kadar iyi noktadayız. Fakat hala “olması gereken noktaya” çok yakınlaşmış değiliz. Orman yangınları ile mücadele eden işçinin yetersizliği kadar mücadele sahasında bulunan işçilerin aile- sosyal yaşam gibi unsurlara uyum sağlamaları için işçilerin kazanç gelirleri güçlendirilmeli, vergi kesintileri ile 24-27 bandına düşen maaşlarda iyileştirme sağlanmalıdır. Özellikle vergi oranlarının yüzde 15 ile sabitlenmesi işçilerimizin seyyanen zamla desteklenmesi özellikle enflasyonist ortamda önem kazanmış durumdadır. İ) Orman yangınlarıyla mücadelede insan unsurunun en büyük destekçisi olan makine parkı, araç-gereç, hava ve yer söndürme araçları konusunda “eksiğimiz kalmadı” demeyi gerektiren eşikteyiz. Özellikle hava araçları konusunda çok mesafe kat edildi. Fakat, yangın söndürme araçları noktasında yerli üretim imkanlarının daha da artmasına yoğunlaşılmalı. J) Ormanlık alanların korunması, artırılması ve yangınla mücadele sorumluluğunda yerel yönetimler ve özellikle de büyükşehir belediyelerin daha fazla sorumluluk alması, bu alana yönelik kaynak aktarımında cömert davranması gerek. Zira, ormanın varlığı şehrin yaşam kalitesini artırmanın yanında şehre yönelik insani ve iktisadi cazibeyi de yükseltiyor. Bu bakımdan, belediyeler ormana ve ormanın korunmasına mutlaka yatırım yapmalılar.   3- YANGINLARIN ÖNLENMESİ İÇİN NELER YAPILMALI? A) Yangınları önlemenin ilk şartı; ağacı, doğayı, ormanı, ülkeyi ve hepsinden öte insanı sevmek noktasında bir ortak bilinç ve irade oluşturmak gerek. Bu kapsamda Millî Eğitim Bakanlığımız ilk okuldan itibaren ‘Yeşil Vatan’ derslerini müfredata dahil etmelidir. Sadece hayat bilgisi dersi içerisinde bir saatlik bir konu olan ‘ağaç sevgisi’ ile yeşil vatan sevgisinin oluşmayacağına inanıyoruz. B) “Orman yok olursa, su ve hayatta yok olur” riskini, her vatandaşın şuur düzeyinde bilmesini sağlamak durumundayız. C) Yangına dirençli orman geliştirme ve ağaç tercihleri konusunda münhasır çalışmalar yapmalıyız. D) Yangınla mücadele ve ateşli alana müdahale konusunda asli sorumlu olan “ateş savaşçısı” ve” yeşil vatan koruyucusu” orman işçilerimizin sayılarını artırmak noktasındaki bakış açısını devam ettirmeliyiz. E) Öz Orman-İş, Toç-Bir-Sen, Orman Mühendisleri Odası olarak OGM ve Bakanlıkla sürekli iletişim içindeyiz. Ormanların ve ormanlık alan sermayemizin korunması konusunda sivil toplum bilincini, sivil toplum katkı ve katılımını her seviyede ortaya koyuyoruz. Ormanı koruma ve orman yangınlarıyla mücadele ve ormanlık alanları artırma konusunda bizim üç sivil toplum kuruluşu olarak ortaya koyduğumuz iş birliği örneklerini artırmalıyız. F) Türkiye’nin özellikle turizm bölgeleri ile tarım yoğun bölgelerindeki ormanlık alanlardaki yangınlara yönelik özel inceleme ve irdeleme gerçekleştirilmelidir. Bu alanların korunmasına yönelik de kurum ve kuruluşların iş birliğine dayalı bir ortak sorumluluk ve milli zorunluluk mekanizması geliştirilmelidir. G) Tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi, su kaynaklarının korunması, enerji üretim imkanlarının artırılması, kaliteli hava ve sürdürülebilir ekolojik denge hedefleri için ilk ve olmazsa olmaz şart; “ormanlık alanların artması” ve “ormanların yangından korunmasıdır’’. Bu kapsamda, ormanların korunması ve orman yangınlarıyla mücadele yol alınması noktasında resmi ve özel bütün kurumların hem mali hem de insani sorumluluk almasını sağlayacak “insani kalkınma ödevleri” hazırlanmalıdır. Bu kapsamda, ormanların korunmasında yüksek gayreti görünenlerin ödüllendirilmesi, orman yangınlarında ihlali, ihmali ya da kastı olanlara daha yüksek cezai yaptırımlar uygulanmasını önü açılmalıdır. H) Orman yangını yaşayan alanların farklı kurum ve kişilere terki yönünde işlem yapıldığı yönündeki kötü niyetli bilgi yönlendirmelerinin ürettiği “ormana dair kaygısızlık” bakışını sona erdirecek ve yangına muhatap olan ormanlık alanlara yönelik yangın sonrası yürütülen süreçleri ve elde edilen sonucu gösteren kamuoyu bilgilendirme çalışmaları gerçekleştirilmelidir. I) Vatan topraklarının korunması noktasında ortayla konan görüntülü ve görüntü kayıtlı koruma seçeneklerinin benzerini yeşil vatanın korunması noktasında da daha kapsamlı bir biçimde harekete geçirmeli. Gerektiğinde ilgili yerel yönetimlerin bu amaçla yapılacak çalışmalara finansman katkısına yönelik çalışma yapılmalıdır. İ) Ormanı korumak, orman yangınıyla mücadeleden daha az maliyetlidir. Bu nedenle, yangını söndürme değil yangın ihtimalini bitirme odaklı “koruyucu-önleyici” politika set ve uygulamalarına ağırlık verilmelidir. J) Orman yangınlarının hem finansal hem de sosyal maliyetleri konusunda eksiksiz toplumsal bilinçlendirme yapılmalı. Orman yangının da sadece ormanın yok olmadığını, beraberinde canlı hayatının, oksijen üretme merkezinin, iklim dengeleme tesisinin, doğa güzelleştirme kapasitesinin de kaybedildiğini bütün verileriyle ortaya koymak gerekir. Olumsuza dair bilgilendirme ile olumluya davet yöntemi de kullanılabilir. K) Yangın riski yüksek ormanlık alanların bulunduğu bölgelerde su temini ve su transferi konusunda özel uygulamalar hayata geçirilmelidir
15 Ağustos’ta başlayan orman yangınlarında İzmir Manisa ve Aydın’da toplam 142 yapı etkilendi. İzmir, Manisa, Aydın, Uşak, Muğla, Karabük, Bolu, Çanakkale ve Çankırı’da etkili olan orman yangınları yaşandı.

15 Ağustos’ta başlayan orman yangınlarında İzmir Manisa ve Aydın’da toplam 142 yapı etkilendi. İzmir, Manisa, Aydın, Uşak, Muğla, Karabük, Bolu, Çanakkale ve Çankırı’da etkili olan orman yangınları yaşandı.

Öz Orman İş Genel Başkanı Settar Aslan orman yangınlarının neden sonuç ve önlemlerini içeren kapsamlı bir değerlendirmede bulundu.

1- ORMANLAR NEDEN YANIYOR?

A) Ormanların neden yandığından önce, yanan ormanların insanlık ve dünya için değerini ve önemini ifade etmek isterim.

Ormanlar, dünyanın akciğerleri, insanlığın nimet ve bereket tedarikçileridir.

Hayat için suya, su için ormana, ormanın değerinin bilinmesi ve hakkıyla korunması içinse insana ihtiyaç var.

B) “ Orman yangını” denilse de sadece ormanın yandığını düşünmek çok büyük bir yanlış olur. Yanan ormanlarımız değil sadece; dünyanın akciğerleri yanıyor. Ormanla birlikte insanlığın geleceği, nimeti ve bereketi de ateşin ortasında kalıyor.
C) “ Orman neden yanar, ormanlarımız neden yanıyor? Hangi ihmaller, hangi ihlaller, hangi eksikler ormanlarımızın ateşin içinde kalmasına neden oluyor?” Sorularını eksiksiz cevaplamak zorundayız. Çünkü, soruna dair tespit eksik ise çözüme dair iradenin ve çabanın tam olması mümkün değildir.
D) Orman Genel Müdürlüğümüzün verilerine göre orman yangınlarının %89'u insan kaynaklıdır. Bu kapsamda yangınların;

            %10'u kasıt,

            %47'si ihmal ve dikkatsizlik,

            %11'i doğal nedenlerle (yıldırım düşmesi vb.)

            %32'si ise bilinmeyen nedenlerden kaynaklanmaktadır.

Şunu kabul etmek gerekir ki; son yıllarda “kasıtla orman yangını çıkarma” fiili, son yıllarda çok daha fazla gerçekleşir olmaya başlamıştır.

 

E) Ege ve Akdeniz bölgeleri başta olmak üzere turizm bölgesi/ili kapsamındaki yeşil vatan alanlarında daha fazla ve daha sık aralıklarla yangın yaşanması; bu bölgelerdeki ormanların hem ekolojik dengeye hem de turizm kaynaklı bütçeye zarar verme kastının yansıması olduğunu gösteriyor.

 

F) Elbette iklim şartları ve mevsim, orman yangınlarına doğrudan etki ediyor. Yaz mevsiminde ve özellikle kurak geçen dönemlerde daha fazla orman yangını yaşıyoruz.

 

G) Doğa parklarının, milli park alanlarının, ormanlık bölge içinde sayfiye alanlarının kullanım yoğunluğu, bu kullanımda üretilen çevre kirliliği gibi unsurlarda hem orman yangınlarının sayısını hem de yanan ormanlık alan büyüklüğünü artırıyor.
H) Temizlenmeden terk edilen piknik alanları, ağaçlık ya da ormanlık alana terk edilen cam ve ışık geçirgen eşya ve maddelerde birer orman yangın sebebi olarak karşımızda duruyor. Kırık bir cam şişenin, kavanozun ve sair eşyanın güneş ışığıyla etkileşimi, yangının başlamasına ve ormanın yok olmasına neden olabiliyor.
I) Orman yangını için yakıt, oksijen ve ısı kaynağının etkileşimi gerekiyor. Bu etkileşimi sağlamaya zemin olacak ihlallerden, ihmallerden ve boş vermişlikten kaçınmak, çekinmek gerek.

 

İ) Geçen hafta gerçekleşen ve yeşil vatanımızın olumsuz etkilenmesine neden olan orman yangınlarından bir kısmının, kundaklama sonucu çıkan yangınları müşahede ettik. Terör gruplarının, yabancı ülkelerin istihbarat unsurlarının dahi yeşil vatana yönelik eylemler gerçekleştirdiğini ve bu kapsamda terörize/kriminal orman yangınları çıkardığı bilinmektedir.

 

K) Yıldırım, sıcak rüzgarlar, yanan kamp ateşleri ve elbette güneş dahi orman yangınının münhasır sebebi olabilir. Orman yangınını bilerek çıkaranlar; ormanın sağladığı yararları bildikleri için o yangını çıkarıyorlar. Zira orman yok olduğunda oksijen azalıyor, su-yağmur azalıyor, tarımsal kalite ve kapasite de azalıyor.

 

L) Orman yangınlarının arkasındaki temel sebep; ormanları koruma ve geliştirme ile orman yangınları ile mücadele konusunda olması gereken seviyenin altında sorumluluk almamız yatıyor.

 

2- NASIL BİR ÖNLEM ALMALI?

A) Orman yangınlarıyla mücadelede asli hedef; yangının söndürülmesi değil hiç başlamamasıdır. Bir başka ifadeyle, “başlamış her orman yangını”, tekemmül etmemiş çevre bilincine, eksik kalmış doğayı ve yeşili sevme duygusuna, idrake dönüşmemiş yeşil vatana sahip çıkma tavrına, şuur haline gelmemiş ağacı ve ormanı koruma iradesine işaret eder. Bu nedenle, orman yangınlarıyla mücadelede en önemli eşik; ormanı sevme, koruma ve sürdürme noktasında aksiyoner tavır almaktır.

 

B) Sağlık ve adalet alanında olduğu gibi çevre, doğa ve orman alanında da “önleyici” ve “koruyucu” politika ve uygulama setleri geliştirip hayata geçirmek gerek. Bu kapsamda, ağacın, ormanın ve daha geniş anlamda yeşil vatanın korunması ve ona yönelik olası risklerin önlenmesi açısından “ orman yangınlarıyla mücadele” bağlamında “koruyucu” ve “önleyici” politikalara ve uygulamaları hayata geçirmeliyiz.

 

C) Koruyucu ve önleyici politika ve uygulama setlerinde en önemli alan; yeşile, çevreye, doğaya ve özellikle de ormana dair bilinç vasatını yukarı çekecek eğitim programlarını, müfredata yerleştirmek gerekir.
D) Okul öncesinden yükseköğretime, örgün eğitim süreçlerinden hayat boyu öğrense zeminlerine her bireyde, ağaç sevgisi, ormanı koruma bilinci ve ormanlık alanları geliştirme ve güçlendirme pratiği oluşturacak somut ders uygulamalarına yer vermek gerek.
E) Ağaca, ormana, çevreye ve ekolojik dengeye zarar verici eylemlerin, siyasi söylemlerin, sektör uygulamalarının karşı karşıya kalacağı yaptırımların caydırıcılık kapasitesini güçlendirmek gerekir.
F) Ormanı koruma bilincini ve pratiğini destekleyen bireysel ve kitlesel çalışmalara, iyi örneklere yönelik “ödüllendirme” zemini oluşturmak yararlı olur.
G) İklim ve mevsim şartlarının orman yangını riskini artırdığı dönemlerde, ormanlık alanların kullanımına yönelik sınırlamaları hayata geçirmek gerekir.
H) Orman yangınlarıyla mücadele ve orman yangınlarını söndürme, ormanları koruma konusunda bilinç ve sonuç üretme görev ve yetkileriyle donatılmış birimlerin, kamu kurum ve kuruluşlarının personel eksiklerini gidermek, bu kapsamdaki kadro ve pozisyon sayısını artırmak gerekir.
I)  Orman Genel Müdürlüğü bünyesinde istihdam edilen orman yangınlarıyla mücadele, ormanları korumak ve geliştirmekle görevli işçi personel sayısının yetersizliği tartışmasızdır. Şunu kabul etmek gerekir ki; son on yıllık süreçte Genel müdürlük, Bakanlık ve Hükümet oldukça önemli adımlar attı, olması gereken eşiğe yaklaşma kararlılığını ortaya koydu. Personel sayısı ve özlük hakları noktasında geçmişle kıyaslanmayacak kadar iyi noktadayız. Fakat hala “olması gereken noktaya” çok yakınlaşmış değiliz. Orman yangınları ile mücadele eden işçinin yetersizliği kadar mücadele sahasında bulunan işçilerin aile- sosyal yaşam gibi unsurlara uyum sağlamaları için işçilerin kazanç gelirleri güçlendirilmeli, vergi kesintileri ile 24-27 bandına düşen maaşlarda iyileştirme sağlanmalıdır. Özellikle vergi oranlarının yüzde 15 ile sabitlenmesi işçilerimizin seyyanen zamla desteklenmesi özellikle enflasyonist ortamda önem kazanmış durumdadır.

İ) Orman yangınlarıyla mücadelede insan unsurunun en büyük destekçisi olan makine parkı, araç-gereç, hava ve yer söndürme araçları konusunda “eksiğimiz kalmadı” demeyi gerektiren eşikteyiz. Özellikle hava araçları konusunda çok mesafe kat edildi. Fakat, yangın söndürme araçları noktasında yerli üretim imkanlarının daha da artmasına yoğunlaşılmalı.

J) Ormanlık alanların korunması, artırılması ve yangınla mücadele sorumluluğunda yerel yönetimler ve özellikle de büyükşehir belediyelerin daha fazla sorumluluk alması, bu alana yönelik kaynak aktarımında cömert davranması gerek. Zira, ormanın varlığı şehrin yaşam kalitesini artırmanın yanında şehre yönelik insani ve iktisadi cazibeyi de yükseltiyor. Bu bakımdan, belediyeler ormana ve ormanın korunmasına mutlaka yatırım yapmalılar.

 

3- YANGINLARIN ÖNLENMESİ İÇİN NELER YAPILMALI?

A) Yangınları önlemenin ilk şartı; ağacı, doğayı, ormanı, ülkeyi ve hepsinden öte insanı sevmek noktasında bir ortak bilinç ve irade oluşturmak gerek. Bu kapsamda Millî Eğitim Bakanlığımız ilk okuldan itibaren ‘Yeşil Vatan’ derslerini müfredata dahil etmelidir. Sadece hayat bilgisi dersi içerisinde bir saatlik bir konu olan ‘ağaç sevgisi’ ile yeşil vatan sevgisinin oluşmayacağına inanıyoruz.
B) “ Orman yok olursa, su ve hayatta yok olur” riskini, her vatandaşın şuur düzeyinde bilmesini sağlamak durumundayız.
C) Yangına dirençli orman geliştirme ve ağaç tercihleri konusunda münhasır çalışmalar yapmalıyız.
D) Yangınla mücadele ve ateşli alana müdahale konusunda asli sorumlu olan “ateş savaşçısı” ve” yeşil vatan koruyucusu” orman işçilerimizin sayılarını artırmak noktasındaki bakış açısını devam ettirmeliyiz.
E) Öz Orman-İş, Toç-Bir-Sen, Orman Mühendisleri Odası olarak OGM ve Bakanlıkla sürekli iletişim içindeyiz. Ormanların ve ormanlık alan sermayemizin korunması konusunda sivil toplum bilincini, sivil toplum katkı ve katılımını her seviyede ortaya koyuyoruz. Ormanı koruma ve orman yangınlarıyla mücadele ve ormanlık alanları artırma konusunda bizim üç sivil toplum kuruluşu olarak ortaya koyduğumuz iş birliği örneklerini artırmalıyız.
F) Türkiye’nin özellikle turizm bölgeleri ile tarım yoğun bölgelerindeki ormanlık alanlardaki yangınlara yönelik özel inceleme ve irdeleme gerçekleştirilmelidir. Bu alanların korunmasına yönelik de kurum ve kuruluşların iş birliğine dayalı bir ortak sorumluluk ve milli zorunluluk mekanizması geliştirilmelidir.
G) Tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi, su kaynaklarının korunması, enerji üretim imkanlarının artırılması, kaliteli hava ve sürdürülebilir ekolojik denge hedefleri için ilk ve olmazsa olmaz şart; “ormanlık alanların artması” ve “ormanların yangından korunmasıdır’’. Bu kapsamda, ormanların korunması ve orman yangınlarıyla mücadele yol alınması noktasında resmi ve özel bütün kurumların hem mali hem de insani sorumluluk almasını sağlayacak “insani kalkınma ödevleri” hazırlanmalıdır. Bu kapsamda, ormanların korunmasında yüksek gayreti görünenlerin ödüllendirilmesi, orman yangınlarında ihlali, ihmali ya da kastı olanlara daha yüksek cezai yaptırımlar uygulanmasını önü açılmalıdır.
H) Orman yangını yaşayan alanların farklı kurum ve kişilere terki yönünde işlem yapıldığı yönündeki kötü niyetli bilgi yönlendirmelerinin ürettiği “ormana dair kaygısızlık” bakışını sona erdirecek ve yangına muhatap olan ormanlık alanlara yönelik yangın sonrası yürütülen süreçleri ve elde edilen sonucu gösteren kamuoyu bilgilendirme çalışmaları gerçekleştirilmelidir.
I) Vatan topraklarının korunması noktasında ortayla konan görüntülü ve görüntü kayıtlı koruma seçeneklerinin benzerini yeşil vatanın korunması noktasında da daha kapsamlı bir biçimde harekete geçirmeli. Gerektiğinde ilgili yerel yönetimlerin bu amaçla yapılacak çalışmalara finansman katkısına yönelik çalışma yapılmalıdır.

İ) Ormanı korumak, orman yangınıyla mücadeleden daha az maliyetlidir. Bu nedenle, yangını söndürme değil yangın ihtimalini bitirme odaklı “koruyucu-önleyici” politika set ve uygulamalarına ağırlık verilmelidir.

J) Orman yangınlarının hem finansal hem de sosyal maliyetleri konusunda eksiksiz toplumsal bilinçlendirme yapılmalı. Orman yangının da sadece ormanın yok olmadığını, beraberinde canlı hayatının, oksijen üretme merkezinin, iklim dengeleme tesisinin, doğa güzelleştirme kapasitesinin de kaybedildiğini bütün verileriyle ortaya koymak gerekir. Olumsuza dair bilgilendirme ile olumluya davet yöntemi de kullanılabilir.
K) Yangın riski yüksek ormanlık alanların bulunduğu bölgelerde su temini ve su transferi konusunda özel uygulamalar hayata geçirilmelidir

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve taka61.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.