Aşı milliyetçiliğine fırsat verilmemelidir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu'nda açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "BM Güvenlik Konseyi tarihin en büyük sağlık krizini 100 gün sonra gündemine alabildi. Salgın döneminde yapılan hataların tekrar etmemesi için aşı milliyetçiliğine fırsat verilmemesi önemlidir" dedi.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Bölgemizin ve dünyanın meselelerini konuşmak, çözüm yolları üretmek için buradayız. Foruma Antalya'nın ev sahipliği yapması tesadüf değildir. Tıpkı Akdeniz gibi farklı kültürlerin ortak yuvasıdır.
Antalya Diplomasi Forumu'nun inşallah zamanla küresel diplomasinin kalbinin attığı bir zemine dönüşeceğine inanıyorum. Buradan vereceğimiz mesajlar tüm dünyaya dalga dalga yayılacaktır.

2020'de 16 milyon turisti sorunsuz bir şekilde ülkemizde ağırladık. Diplomasi insanlığın toplu halde yaşamaya başladığı tarihlerden beri kullanılan bir tabirdir. Bugün diplomasi deyince sadece devlet ve hükümet yetkilileri arasında kapalı kapılar ardından yapılan görüşmelerden bahsetmiyoruz.

Artık siyasetçilerle birlikte STK', iş dünyası, medya ve üniversiteler arasındaki mesajlar da dış politikayı şekillendiriyor. Dijital diplomasi de bu dönemin kazanımlarındandır. Dönem, sorunların suhuletle çözümünde diplomasiyi daha fazla devreye alma dönemidir. Sıkılı yumruklarla musafaha olmaz. Sıkılı yumrukları gevşetecek en etkili yol hala diplomasidir. Dünyadaki değişimi doğru okuyan vizyoner bir diplomasi trafiğini hakim kılmamız gerekiyor.

AŞI MİLLİYETÇİLİĞİNE FIRSAT VERİLMEMELİDİR

Dünyanın dört bir yanındaki dostlarımızın imdadına koşmaya çalıştık. 158 ülkeye ve 12 kuruluşa sağlık malzemesi gönderdik. Sığınmacıların sağlık hizmetlerine erişimini sağladık. Aşı milliyetçiliğine fırsat verilmemesi önemlidir. Şantaj, baskı, politika dikte aracı olarak kullanılması yanlıştır. Kullanıma hazır hale gelince yerli aşımızı inşallah tüm insanlıkla paylaşacağız. Eskinin alışkanlıklarıyla günümüzün sorunlarına çözüm bulamayacağımız açıktır.

Küresel sistemin üzerine inşa edildiği ana yapılar mevcut haliyle çözümün değil sorunun bir parçasıdır. Dünya 5'ten büyüktür demeye devam ediyoruz. 8 milyar insanın kaderi BM üyesi 5 ülkenin insafına bırakılamaz. 190 ülkeye bir süreliğine masada oturma hakkı veren, kendi kaderleriyle ilgili söz hakkı tanımayan bir sistem adalet üretemez. Güvenlik Konseyi'nin daha kapsayıcı bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Reform taleplerini dile getiren ülkeleri dışlamaya yönelik gizli - açık baskılar da olabilir. Türkiye ile söylenen eksen tartışmaları bu hazımsızlığın ürünüdür. Tüm insanlık adına hakkı ve adaleti sağlamaya devam edeceğiz. Bunun uzun bir süreç olduğunun bilincindeyiz.

ANCAK 100 GÜN SONRA GÜNDEMİNE ALDI


Koronavirüs salgınında bu ihtiyacı hepimiz bir kez daha hissettik. Uluslararası toplum salgının yıkıcı etkilerini yönetmekte iyi bir imtihan veremedi. BM salgını ancak 100 gün sonra gündemine alabildi. Salgın karşısında işbirliğini yerini rekabetçi politikalara bıraktı. Afrikalı, Asyalı kardeşlerimiz kaderlerine terk edildi. Bir çok ülkede toplumsal huzursuzlukların nüksetmesi, Akdeniz'de ölümlerin artması bunun en çarpıcı örneklerindendir.