'Ormanlarımız şiddetli bir stres altında'
Yağmur ÖNGÜN/İZMİR, (DHA)-İZMİR Katip Çelebi Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ufuk Özkan, Türkiye'nin orman ekosistemlerinin sıcaklık artışı, kuraklık ve insan baskısı nedeniyle ciddi bir tehdit altında olduğunu belirterek, "Kritik bir eşikteyiz. Ormanlarımız şiddetli bir stres altında. Ancak tedbirli olup süreci iyi yönettiğimiz sürece bu gidişatı engelleyebiliriz" dedi.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerini değerlendiren İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ufuk Özkan, uzun dönem ortalamalarına göre Türkiye geneli maksimum sıcaklıklarda 3,2 santigrat derece artış ve yine Türkiye geneli ortalama sıcaklıklarda da yüzde 15'lik bir artış olduğunu, yağışlarda en az yüzde 30'luk bir azalma yaşandığını belirtti. Bu değişimin ormanlar üzerindeki su stresini artırdığını kaydeden Dr. Özkan, "Bu veriler, sadece iklimsel değişimleri değil; aynı zamanda orman ekosistemleri üzerindeki olumsuz etkilerini de gözler önüne seriyor. Kritik bir eşikteyiz. Ormanlarımız şiddetli bir stres altında. Ancak tedbirli olup süreci iyi yönettiğimiz sürece bu gidişatı engelleyebiliriz" dedi.
'YANGINLAR ARTIK ÇOKLU AFET KRİZİ'
Özellikle 2021 yılında yaşanan büyük yangınların ardından Türkiye'de orman yangınlarına bakış açısının değiştiğini belirten Dr. Özkan, "Artık orman yangınları sadece bir çevre felaketi değil; su temini, biyolojik çeşitlilik, gıda güvenliği ve insan yaşamını tehdit eden çoklu bir afet krizidir. Ormanlar sadece ağaçlardan ibaret değil; toprak koruma, mikroklima düzenleme, biyolojik çeşitlilik sağlama, karbon yutağı oluşturma gibi hayati işlevlere sahiptir. Yangın sonrası bu hizmetler ciddi oranda yok oluyor ve ormanın kendini yenileme süreci, bölgenin özelliklerine ve orman yapısına bağlı olarak yıllar alabiliyor" diye konuştu.
'ÇAM AĞAÇLARI YERİNE MEYVE AĞAÇLARI DİKMEK ÇÖZÜM DEĞİL'
Yangın riski gerekçesiyle iğne yapraklı türlerin yerine zeytin, incir gibi meyve ağaçlarının dikilmesi yönündeki önerilere değinen Dr. Özkan, bu yaklaşımın ciddi ekolojik riskler barındırdığına dikkati çekti. Dr. Özkan, "Ege ve Akdeniz gibi bölgelerde binlerce yıllık ekolojik rekabet sonucunda çam gibi iğne yapraklı türler baskın hale gelmişlerdir. Bu türlerin yerine tarımsal amaçlı meyve ağaçlarını dikmek, orman ekosisteminin yerini tutmamaktadır. Zeytinlikler bir orman değildir ve ormanın sunduğu bütünsel ekosistem hizmetlerini karşılamaz" dedi.
'YANGINLAR MEVSİMSEL DEĞİL, SÜREKLİ BİR RİSK HALİNE GELDİ'
İklim değişikliğinin etkisiyle orman yangınlarının artık sadece yaz aylarına özgü bir tehdit olmaktan çıktığını belriten Dr. Özkan, "Yılın geneline yayılmış bir risk yönetimi ve mücadele süreci bizleri bekliyor. Bu nedenle tüm paydaşlar, özellikle kentlerin ormanla kesiştiği noktalarda daha dikkatli olmalı. Vatandaşlarımız da bu konuda daha duyarlı davranmalı ve kamu kurumlarına destek olmalı. Afet meydana gelmeden önce tehlikeyi tanımlayıp, risk analizini yaparak gerekli planlamaları yapmalıyız. Riskleri bertaraf etmek, afetle yüzleşmekten çok daha az maliyetlidir. Bu bakış açısıyla hem doğayı hem de toplumumuzu koruyabiliriz" diye konuştu. (DHA)