Kültür varlığı olarak tescilli evini onarınca ceza aldı

Kültür varlığı" olarak tescilli evini onarınca ceza aldı

 

- Trabzon'da 1955'te kendi imkanlarıyla inşa ettiği evin 2005'te "kültür varlığı" olarak tescil edildiğinden haberi olmadan tadilat yapan 83 yaşındaki Yusuf Gurbetoğlu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet suçundan hapis cezası aldı - Yusuf Gurbetoğlu: - "Aslına uygun olup olmadığına kiremidi oraya yerleştirirken dikkat etmedim. Çünkü koruma altına alındığını bilmiyordum. Bilsem belki o zaman olması gerektiği gibi yapardım"

 

Trabzon'da 1955'te kendi imkanlarıyla inşa ettiği evinin 2005'te "kültür varlığı" olarak tescil edildiğinden haberi olmadan tadilat yapan 83 yaşındaki Yusuf Gurbetoğlu'na, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet gerekçesiyle hapis cezası verildi. Yusuf Gurbetoğlu, Of ilçesine bağlı Ballıca Mahallesi'ndeki arazisine 1955'te ev yapmaya karar verdi. İskeletini ahşaptan yaptığı iki katlı evi ormanlardan topladığı ağaçlarla tamamlayan Gurbetoğlu, burada yaşamaya başladı. Gurbetoğlu'nun yaşamını sürdürdüğü ev, yöresel mimari ve yaşı nedeniyle 2005'te İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce "kültür varlığı" ilan edildi. Evinin kültür varlığı olarak tanımlandığının kendisine tebliğ edilmediğini savunan Gurbetoğlu, zaman içerisinde çatısını onardığı evin arka bölümüne de banyo ve tuvaletin yer aldığı bir yapı inşa etti. Hakkında Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet suçundan 2017'de dava açılan Gurbetoğlu, 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Hakimin, hükmün açıklamasını geriye bırakmasına rağmen İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü avukatı duruma itirazda bulundu. Gurbetoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, artık yaz aylarında kullandığı evinin kendisi açısından büyük anıları bulunduğunu belirterek, "Bize evin kültür varlığı seçilmesi bildirilmedi, bizim haberimiz yok. Ben daha sonra öğrendim." dedi. Evin yapılışında büyük emek sarf ettiğini anlatan Gurbetoğlu, "Mimarisi ve işçiliği bana ait. O zamanlar yol yoktu, ormanlardan ağaçları omzumda taşıdım. Tamamen el ile yaptım bu evi. İlk önce iki odalı olarak inşa edebildim. Bir zaman böyle kaldı. 1959 yılında evlendim ve burada yaşamaya başladım. Daha sonra diğer odalarını tamamladım." diye konuştu.

 

- "Bilseydim olması gerektiği gibi yapardım" Gurbetoğlu, davanın açılmasının ardından yaşadıklarını şöyle anlattı: "Dava konusu çatıdaki kiremidi değiştirmemiz ve arkaya yapılan banyo. O zamanlar oluklu kiremitler vardı ve kar kış onu tahrip etti. Yağmur yağınca hep içeriye giriyordu ve sıkıntı içerisindeydik. Daha sonra çatının kiremidini değiştirdik. Aslına uygun olup olmadığına kiremidi oraya yerleştirirken dikkat etmedim. Çünkü koruma altına alındığını bilmiyordum. Bilsem belki o zaman olması gerektiği gibi yapardım. Daha sonra ev koruma altına alındı, suç işledik diye çağrıldık. Mahkeme bana 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi. Hakim bana son duruşmada 'Söyleyeceğin bir şey var mı?' diye sordu. Ben de bunun her ne kadar kanuni olsa da hukuki olmadığını söyledim. Çünkü bana böyle bir şey olduğu tebliğ edilmedi. Tebliğ olmadıktan sonra evime bazı şeyler yapabileceğimi belirttim. Hakim de bana 'Senin haklı olduğunu anlıyorum ama ben ne yapayım, kanun bu, bunu uygulamak mecburiyetindeyim' dedi. Bana daha sonra bu cezayı verdi. Bu ceza da paraya çevrildi. 5 yıla kadar bir suç işlemezsem bunda bir sorun olmayacak. Bu ceza için karşı taraf avukatı da itiraz etti. İlla benim daha çok yatmamı istiyor herhalde." Yaşadığı durumu "çok ilginç" olarak değerlendiren Gurbetoğlu, "Yaşlandığımız için evde klozete ihtiyacımız oldu. Orayı 50 santimetre uzatarak bir klozet yaptım. Gelen bilirkişi heyeti evin penceresine zarar verdi diye rapor tuttu. Çok ilginç bir durum var. Kanunu bilmiyorum ama hukuka uygun değil. Hukuk bir hak demek." dedi.

(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});